Kuantum Esntitüsü öğretim üyesi Christopher Monroe, birbirinden yaklaşık 1 metre uzaklıkta bulunan iki atomu başarıyla bu şekilde titreştirdi.
‘’Kuantum dolaşımı’’ ifadesi bilim kurgu romanı adı gibi gelebilir ancak bilimadamları, bu fenomenin ileride ‘’ışınlama’’nın mümkün olmasının yolu olabileceğini belirtiyor.
Tabii ki bilimadamlarının bahsettiği ışınlanma, henüz Uzay Yolu’ndan aklımızda kalan insanların ve şeylerin bir yerde kaybolup bir başka yerde çıkması şeklinde değil. Şimdilik iki atomu birleştirip birini diğerinde kaybetme şeklinde bir ışınlama üzerinde çalışılıyor.
‘’Kuantum teorisine göre herşey ama herşey titreşiyor.’’ diyor teorik fizikçi Michio Kaku ve ekliyor, ‘’İki elektron birbirinin yakınına geldiğinde uyum içinde titreşmeye başlarlar. Onları ayırmaya kalktığınız an havaifişeğin oluştuğu andır’’.
İşte bu an, zaman zaman ‘’ışınlama(teleportation)’’ olarak da adlandırılan quantum dolaşımının başladığı yerdir. Kaku’nun anlatığına göre, ‘’görünmez bir göbek bağı oluşup bu iki elektronu iletişimde tutuyor. Bu elektronun arasını isterseniz galaksiler kadar açın, birini titreştirdiğinizde uzayın derinliklerindeki diğeri de sallanacaktır.’’
Fizikçiler bu titreşim iletiminin hızının, ışığın hızından bile fazla olduğuna dikkat çekiyor. Kuantum dolaşımı yeni bir fikir değil aslında. Einstein daha önce bundan bahsetmişti. Ama bunun bilimadamlarınca gözlemlenmesi ilk defa son 30 yıl içinde mümkün oldu. Kuantum dolaşımının birgün özel bilgisayarların yapılmasına yol açabileceği hatta bazı bilimadamlarına göre telepati gibi metafizik şeyleri açıklayabileceğine inanılıyor. Henüz kuantum dolaşımını kullanarak Scotty’i ışınlayamıyorlar ama ışınlama teknolojisine giden yolun burdan geçtiğine inanıyorlar.
Maryland Üniversitesi Birleşik Kuantum Esntitüsü gibi yerler bu konuda yoğun bir çalışma yürütüyor. Enstitünün bodrum katında bulunan özel laboratuvarda bilimadamı Christopher Monroe, bir birininden yaklaşık 1 metre mesafede bulunan iki atomu başarıyla bu şekilde titreştirdi. NPR Radyosuna yaptığı açıklamada, ‘’Bu ışık çizgileri içinde olmak çok eğlenceli’’ diyor Monroe. ‘’Bu bilimsel disiplin bizi nereye götürecek bilmiyoruz ama beni hergün biryerlere sevkediyor’’.
Ancak Monroe’nun çalışmalarının, insan ışınlaması safhasına gelmesi için hala epey süreye ihtiyaç var. ‘’Bu harekette problem şu ki’’ diyor Kaku, ‘’Vücudunuzun odanın diğer köşesine ışınlanması için bulunduğu yerde tahrip edilmesi gerekiyor. Yani eğer siz tahrip edilip sonra ışınlandıysanız öbür köşede ortaya çıkan yeni kişi kim? O da aynı hafızaya, aynı şakalara sahip, herşeyleri aynı. Ancak orijinal olan tahrip edildi ve ışınlandı.’’