Temel ve Dursun, kumsaLda gezerken, bir de bakmışLar önLerinde Lamba duruyor.. ALmışLar eLLerine Lambayı söyLe bir dokunup okşamışLar. Cin dışarıda. Cin, bir TemeL'e bakmış, bir Dursun'a. iki Laz. Sonra dile geLmiş:
- Kusura bakmayın ben sizinLe uğraşamam. ALın size üçer yumurta, her kırdığınız yumurta için bir diLek tutun. istekLeriniz yerine geLsin. Cin uçup gitmiş Lambasına, TemeL iLe Dursun eLLerinde yumurtaLarLa ayrıLmışLar kumsaLdan. Aradan yıLLar geçmiş. Bu oLaydan çok zaman sonra iki eski dost karsıLaşmışLar. Bir gün. TemeL, Dursun'a sormuş:
- Ula Tursin, ne ettun yumurtaLari?
- Valla, demiş Temel, iLkini kirdim, çok para istedum, hiç bitmeyen bir param var.
- Eeee! Ikincisu.
- Onu da kirdim, çok güzeL bir hatun istedum. Simdi dunyaLar güzeLu bir karim var..
- Ya uçuncusunu ne ettun?
- Onu da kirdum, sagLik istedum.. Hic hastaLanmadan yaşayip cideyrum. Peki, sen ne ettun yumurtaLari?
TemeL hüzünLe başını saLLamış,
- Hiç sorma, senden ayriLdim eve ceLdum, tam eşikten gireyiken ayagum takiLdi, yumurtanin biri yere duşti kiriLdi. Ben de, "has.ittir" dedum. Demez oLaydum, evin içi "*ük" doLdi.
- Eeee! Sonra?
- Bir ev doLusi *ükLe ne yapayim, dedim, kirdim ikincuyu, butun "*ük"Leri geri goturmesini istedum.
- Yaaa! Peki, sonunciyi ne ettun?
- Ne edeceğum? Kirdim sonuncuyu da, haçan benimkini geri getir, dedum da...