Lityum-iyon pileriniz atık patlamasın.
Cambridge Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma, son kullanıcı güvenliğinde çığır açacak olan bir yöntem ortaya koydu. Üzerinde çalışılan sistem sayesinde günümüz elektronik cihazlarında yaygın biçimde kullanılan lityum-iyon pillerdeki problemler tespit edilebilecek ve patlamalar sonucu ortaya çıkan yaralanmaların da önüne geçilecek.
Profesörlerin yaptığı şey, Nükleer Manyetik Rezonans (NMR) spektroskopi teknolojisini kullanarak, lityum-iyon pillerin içerisindeki kimyasal dengesine göz atmak. Bildiğiniz gibi dizüstü bilgisayar, cep telefonu, el konsolu, dijital fotoğraf makinesi gibi gündelik hayatımızda sık kullandığımız pek çok cihaz bu tarz pillerle çalışıyor. Zaman zaman da bu cihazların pilleri yüzenden infilak etmeleri istenmeyen kazalara yol açıyor.
Birkaç şarj olma/boşalma döngüsünden sonra pilde bir anormallik görülürse hemen "karantinaya" alınıyor. Aksi takdirde piller aşırı ısınarak yanabiliyor ya da doğrudan bir bomba gibi patlayabiliyor. Cambridge Üniversitesi Kimya bölümünden Profesör Clare Grey, yeni teknoloji sayesinde bir sonraki jenerasyon lityum-iyon pilerin gayet rahat bir şekilde kullanılabileceğini öne sürüyor.
Geliştirilen sistem, pilin içerisindeki kimyasalların hangi koşullar altında, hangi formlara büründüğünü gösterebiliyor. Bu da kullanıcıyı güvenli sınır içerisinde tutabilmek açısından önem taşıyor.
Lityum-iyon pillerin en büyük dezavantajının kısa süreli şarj etme sonucu iç yapısında kimyasal bozulmalar meydana gelmesi olduğu biliniyor. Bu bozulmalar kritik bir değere ulaştığında kısa devreye sebebiyet vererek pilin patlamasına yol açabiliyor. Bu yüzden telefonu sık sık kısa süreli şarj edenlerin çok daha dikkatli olması gerekiyor.
Yavaş yavaş, yine lityum-iyon pilli elektrikle çalışan arabaların da hayatımızdaki yerinin oluşmaya başladığını göz önünde bulundurursak, çok daha doğa dostu ve ekonomik olan elektrikli arabaların da artık daha güvenli hale gelebileceğini söyleyebiliriz.