ZaLiM ForumdiziniAdmin
Mesaj Sayısı : 4800 Puan : 11322 Kayıt Tarihi : 22/03/10 Cinsiyet :
| Konu: Hükümet pkk ile anlaştı iddiasına büyüteç Cuma Ağus. 20, 2010 8:09 pm | |
| Gandi'den ağır suçlama
'PKK ile pazarlık' iddiları için Kılıçdaroğlu, 'AKP, terör örgütü olarak görmüyor' dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ateşkes sağlanması konusunda devletin terör örgütü ile pazarlık yürüttüğüne ilişkin iddialarla ilgili olarak, ''Bir pazarlık olduğunu, bu konuyu inceleyen, bu konuda kafa yoran bütün kesimler ortak bir söylem olarak dile getiriyorlar. Pazarlığın sonuçlarından birisi de öyle anlaşılıyor ki terör örgütü, illegal örgüt söylemi konusundaki belirginleşmedir. Artık AKP, PKK'yı terör örgütü olarak görmemeye başlamıştır. Bu da pazarlığın çok açık bir örneğidir'' dedi.
Kılıçdaroğlu, Afyonkarahisar gezisine giderken parti otobüsünde beraberindeki bir grup gazetecinin sorularını yanıtladı.
'HERONLAR'IN MUHATABI HÜKÜMET'
CHP Genel Başkanı, ''AK Parti'nin, Heronlarla ilgili Genelkurmay Başkanlığı'nın açıklama yapması yönünde bir talebi olduğu'' ifade edilerek bu konudaki değerlendirmesinin sorulması üzerine şunları kaydetti: ''Bu çağrıyı anlamakta zorlanıyorum. İktidar kendisini muhalefette mi zannediyor? Eğer Heronlarla ilgili bir sorun, yanıtlanması istenen bir soru varsa bunun muhatabı hükümettir. Genelkurmay Başkanı hükümete bağlıdır. Bu konuda eğer 'Genelkurmay'dan bilgi alamıyoruz' diye bir düşünceleri varsa onu da açıklasınlar. Hangi Genelkurmay Başkanı hükümete niçin bilgi vermiyor?
Sayın Genelkurmay Başkanı hükümete karşı sorumludur. Yanıt vermesi gerekiyorsa hükümete yanıt vermelidir. Özellikle hükümetin bu konuda kamuoyunu süratle aydınlatması gerekir. Aydınlatmadığı takdirde gereğini yapamıyor demektir. Sayın Başbakan bu konuda daha kararlı ve daha tutarlı tavır sergilemeli. Varsa bir olumsuzluk onun sorumlularını bulup yargının önüne çıkarmalıdır.''
Kılıçdaroğlu, bir başka gazetecinin, ''Referandum öncesinde terör örgütünün ateşkes ilan ettiğini açıklayarak terörü bir anlamda gündemden düşürmüş olduğunu'' ifade etmesi ve ''Bunu mu kastediyorsunuz' diye sorması üzerine, ''Bir pazarlık olarak 'hayır' çıkma endişesi hükümette vardı zaten. Bu konuyla ilgilenen değişik çevreler tarafından da zaman zaman dile getiriliyordu. Öyle anlaşılıyor ki hükümetin yaptığı çalışmalarda da 'hayır' çıkma endişesi belirginleşiyordu. AKP, 'evet'i garantilemek için bir pazarlık süreci başlattı. BDP de bu pazarlık sürecine zaten açıktı. Öyle mesajlar veriyordu. Bu pazarlığın önümüzdeki günlerde somutlaşması bekleniyor. Terör örgütünden gelen açıklamalarda hükümetin doğrudan kendileriyle pazarlığa geçtiğini ifade ediyorlar zaten'' dedi.
Kılıçdaroğlu, ''demokratik özerkliğin pazarlığın bir parçası olup olmadığına ilişkin'' soruyu da yanıtladı. CHP genel Başkanı, ''Bugünden bu pazarlığın ayrıntılarına ilişkin yorum yapmanın doğru olmayacağını söyledi.
"TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK GÖRMÜYORLAR"
Kılıçdaroğu, ''AKP'nin PKK'yı artık terör örgütü olarak görmediğini söylediniz. Bunu biraz açar mısınız'' sorusuna, ''Ben böyle bir tespitte bulunmadım. Yapılan açıklamalar bunu gösteriyor'' yanıtını verdi.
Kılaçdaroğlu, bugün bir gazetede yer alan ve ''Başbakan Erdoğan'ın bir ülkücünün katilini partisinden milletvekili yaptığına ilişkin iddianın'' sorulması üzerine şunları kaydetti: ''Geçmişte yaşanan acı olayların günümüze taşınmasının ne kadar yanlış olduğunu bu örnek açıkça gösteriyor. Geçmişte acı çekenleri acıları hiç acı çekmeyen kişiler tarafından sömürülmeye başlandı. Sömüren kişilerin başında da Recep Bey geliyor. 12 Eylül'de fatura ödemedi. Acılarını yaşamadı. 12 Eylül bunların sırtını sıvazladı. Bunlar büyük ölçüde 12 Eylül Anayasası'na 'evet' dediler ama bugün yargıyı ele geçirmek için 12 Eylül'de acı çekenlerin acılarını istismar etmeye başladılar. Ama bugün gelinen noktada açıkça görülüyor ki bütün bu eylemlerinin tek bir nedeni var. Acaba biz yargıyı ele geçirmek için yaptığımız Anayasa değişikliğine nasıl geçmişte 12 Eylül'de acı çekenlerin oylarını alabiliriz... Bu tuzak üzerinden hareket ediyorlar. Bilinçli hiç bir yurtseverin, acı çekenlerin bu tuzağa düşmeyeceğini sanıyorum.''
Kılıçdaroğlu bir başka soru üzerine Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda (HSYK) yaşanan atama krizine değindi. Davalara bakılırken yargıcın ya da savcının ismi üzerinden uygulama yapmanın doğru olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, AK Parti ile beraber belli davaları belli savcıların, belli hakimlerin yürütmesi gibi bir durumun ortaya çıktığını savundu. Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bunun açık anlamı şudur: Benim yargıcım vardır, benim davama bakacaktır ve benim istediğim gibi sonuçlandıracaktır. Bu yargıca kimsenin dokunmasını istemiyorum. Eğer Yargıtay bu yargı süreci içerisinde yanlış verilen kararlar nedeniyle belli yargıçları tazminata mahkum etmişse o yargıçların zaten orada durmaması lazım. Hukuksuzlukları yargı kararıyla tespit edilmiştir. Hukuksuzlukları yargı kararı ile tespit edilmiş kişileri ısrarla aynı görevde tutmak istiyorlar. Bunun adı hukuk değildir. Zaten olağanüstü mahkemelerin varoluş nedeni de siyasetin emrinde olmasıdır.''
Kandil'de 4 günde 4 görüşme
Devlet Bahçeli, 'Kandil'de 4 günde 4 kez görüşüldü, anlaşma yapıldı' dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Bu anayasa Türkiye'nin anayasası değildir, Recep Tayyip Erdoğan'ın anayasasıdır'' dedi.
Bahçeli, Bartın'da Yukarıçarşıdan Kemerköprü mevkisine kadar yürüyerek esnaf ve vatandaşla selamlaşmasının ardından Bartın Belediye Başkanı Cemal Akın'ı ziyaret etti, daha sonra belediye sosyal tesislerinde iftar yemeğine katıldı. MHP Lideri Bahçeli yemeğin ardından bir konuşma yaptı.
ERDOĞAN'IN ANAYASASI
''Demokratik açılım denilen zırvanın anayasada zemin bulmaması için bu anayasaya 'hayır' demek herkesin görevidir'' diyen Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Recep Tayyip Erdoğan, kendini kurtarmak için Anayasa Mahkemesi'nin, aynı zamanda Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) yapısını değiştirerek kendisini yüce divandan kurtarma gayretindedir. Yoksa daha iyi bir yargı reformu yapıyoruz düşüncesiyle hareket edilmiyor. Bu iki müessesenin sayısal yapısı üzerinde değişiklikler teklif ediyor ve bu konuda da ısrarla duruluyor. Anayasa Mahkemesi'nin üye sayısını 17'e çıkarmak istiyor, HSYK'nin seçim yönetimi ve yapısını bu doğrultuda değiştirmek istiyor. Peki bunu niye gizleyerek yapıyorsun? Açıkça bütün siyasi partilerle, yargı kurumlarıyla oturup baştan sona kadar üniversiteleri de dahil ederek, 'Türkiye'de geleceğimizi hazırlayacak adil bir yargı, bağımsız bir yargıyı nasıl oluşturacağız' diye bir tartışmayı başlatacağın yerde, rakamlar üzerinde durup meclisteki çoğunluğuna güvenerek hareket etmenin herhalde bir gizli yönü var. O gizli yönü de Recep Tayyip Erdoğan'ın yüce divandan kurtulmasıdır. O sebepten dolayı yolsuzluk, rüşvet ve kötü yönetimin hesabı sorulmak isteniyorsa bu anayasaya 'hayır' demek lazım.'' PKK İLE ANLAŞMA İDDİALARI MHP'nin vizyonu ve misyonunun belli olduğunu vurgulayan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Partimizi hangi edep dışı anlayışıyla PKK ile yan yana getirirsiniz, bu olacak şey midir? Peki PKK ile anlaştığınızı niye saklıyorsunuz? Kandil'den ses geliyor, 4 defa görüşüldü, 4 günde de anlaşma yapıldı. Kiminle? İmralı ile anlaşma yapıldı. Bunu niye açıklamıyorsun sayın Başbakan? Kim görüştü İmralı ile ne adına görüşüldü? Hangi konuda uzlaşma yapıldı? Bunlara dikkate etmek lazım. Şimdi çok daha tehlikeli durumdayız. Çok olağan bir gelişme dikkatimizi çekiyor. 'Gemiler arızalı' dediler, bir taka kiraladılar. İmralı'ya avukatları gönderdiler. Oradan gelen bir cevapla 13 Ağustos-20 Eylül arasında silahsızlanma yolunda bir adım atıldığı ifade edildi. Yani tek taraflı bir çatışmasızlık kavramı ortaya atıldı. Terörün tırmandığı ve tırmandırıldığı bir dönemde birden ateşkes kavramıyla İmralı'ya giderek, oradaki caniyle temasta bulunmak suretiyle bir ateşkesin uygulamaya konulacağı kamuoyuna duyuruldu.'' TÜRKİYE ÜZERİNDEN Mİ? ABD'nin 31 Ağustos 2010'a kadar 90 bin askerini Irak'tan çekeceğinin ifade edildiğini anlatan MHP lideri Bahçeli, ''140 bin askerin içinden 90 bini Irak'tan ayrılacaksa ayrılış yolu neresi, Kuveyt mi, Ürdün mü, Türkiye üzerinden mi olacak? Bu konu net değil. Bu ayrılışlar yapılırken çok yüksek bir savaş malzemesi nereye taşınacak? Kime verilecek, Kuzey Irak'a ne kadar, Kandil'in emrine ne kadar bırakılacak? Eğer Türkiye üzerinden gidilmesi gerekiyorsa, bunlar Türkiye'nin neresine konacak? Gelecekte nükleer enerji ve silah meselesiyle bir başka gerginlik hudutlarımız çevresinde gelişirse bu hangi amaçla, hangi ülkeye kullanılacak? '' KEDİ KİM KÖPEK KİM? Başbakanın TÜSİAD ile sorunu olabileceğini ifade eden Bahçeli, şöyle dedi: ''TÜSİAD ile bu tartışmayı yaparken tehditte bulunarak siyasi üsluba ve bir Başbakana bağdaşmayan ifadeyi kullanıyor. 'Bunlar geçmiş hükümetlerle zaman zaman kedi köpek gibi dalaştı' diyor. Şimdi burada kedi kim, köpek kim? TÜSİAD mı kedi-köpek, yoksa iktidarlardaki hükümetler mi kedi-köpek?''
'Alçakça bir iftira'
Erdoğan Bahçeli'nin referandum sürecini etkilemek için yalan söylediğini iddia etti.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''son günlerde yeni bir çarpıtmayla karşı karşıyayız. Yine MHP'den geliyor. Terör örgütünün, eylemlerini geçici olarak durdurduğunu açıklaması hükümetimizle ilişkilendirilmeye çalışılıyor. Açık söylüyorum, bu alçakça bir iftiradır. Referandum sürecini etkilemeye yönelik uydurulmuş bir yalandır'' dedi.
Erdoğan, ''AK Parti hükümetinin herhangi bir terör örgütüyle masaya oturması, pazarlık yapması söz konusu değildir'' diye konuştu.
Erdoğan, partisinin Kahramanmaraş'ta Müftülük Meydanı'nda düzenlenen mitinginde bir konuşma yaptı.
Yaptığı konuşmada MHP'ye yönelik eleştirilerde bulunan Başbakan Erdoğan, epey bir zamandır MHP yöneticilerini ortalıklarda görmediğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Son günlerde baktım TBMM'de basın toplantıları yapıyorlar, basın açıklamaları yapıyorlar. Meclis'in çalışmalarını engellediler, yavaşlattılar. Meclis'in gece yarılarına kadar çalışmalarından rahatsız oldular. Şimdi Meclis tatil, bunlar Meclis'ten çıkmıyorlar.
Postacıya izin vermişler, mektup dağıttığı mahalleye gezmeye gitmiş. Orada da diyorlar ki 'AK Parti şununla işbirliği yaptı, bununla işbirliği yaptı. Devlet şununla uzlaştı, bununla uzlaştı'. Böyle yalan olur mu yahu? Son günlerde yeni bir çarpıtmayla karşı karşıyayız. Yine MHP'den geliyor. Terör örgütünün, eylemlerini geçici olarak durdurduğunu açıklaması hükümetimizle ilişkilendirilmeye çalışılıyor. Açık söylüyorum, bu alçakça bir iftiradır. Referandum sürecini etkilemeye yönelik uydurulmuş bir yalandır. AK Parti hükümetinin herhangi bir terör örgütüyle masaya oturması, pazarlık yapması söz konusu değildir. Bundan sonra da olmayacaktır. Terör örgütü elebaşılarının beyanlarını hakikat kabul etmek ne kadar vahimse böyle bir milli bir meseleyi kampanya malzemesi haline getirip istismar etmek de o kadar vahimdir.''
AK Parti olarak dün gereken açıklamaları yaptıklarını ve bu iddiaları yalanladıklarını hatırlatan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Nitekim dün gerçekleşen MGK toplantısından sonra da terörle mücadelemizin etkin ve tavizsiz bir şekilde süreceği bir kez daha açıklandı. Ben herkesi sorumlu davranmaya, böyle ciddi meseleler üzerinden siyasi polemikler üretmemeye çağırıyorum.
Ne yazık ki Türkiye'de muhalefet hiçbir zaman terörle mücadelede bizimle beraber olmadı. Tam aksine şehitlerimiz geldiği zaman onların üzerinden prim yapmaya, rant elde etmeye çalıştılar. Bizdeki muhalefet böyle bir muhalefet. Onun için minareyi çalan kılıfını da hazırlıyor. Hem suçlular, hem güçlü görünmeye çalışıyorlar.'' | |
|