Navigasyon "milli menfaat"e takıldı
Özellikle ithal lüks otomobillerde dijital yol gösterme sistemleri üzerindeki haritalar, 'milli gerekçelerle' Türkiye'de çalışmıyor
Avrupa'da hazırlanan bu haritaların ithalatına, bazı yer isimlerin eski olması, Kıbrıs'ta KKTC'nin görünmemesi gibi nedenlerle Harita Genel Komutanlığı tarafından izin verilmiyor.
Ancak Türkiye'de satılan Renault Fluence gibi araçlardaki navigasyon sistemleri hazırlayan şirketin Türkiye'de olması ve gerekli onayı alması nedeniyle çalıştırılabiliyor.
LÜKS OTODA NAVİGASYON MİLLİ MENFAATE TAKILMIŞ
Özellikle Mercedes, BMW, Audi, Volkswagen gibi markaların hemen her versiyonunda araç içi navigasyon sistemi satın almak mümkün. Bu ürünler talep edilmesi halinde Türkiye distribütörleri tarafından da araç üzerine monte edilmiş halde ithal ediliyor, ancak bu sistemleri Türkiye’de kullanmak mümkün olmuyor.
Peki, bu lüks otomobillerin navigasyon haritaları neden “Türkiye’ye uyumlu değil gerekçesiyle” ithal edilmiyor.
ASIL GEREKÇE “MİLLİ MENFAAT”
Türkiye’de haritaların hazırlanması ve bunların yayınlanması Harita Genel Komutanlığı’nın iznine tabi. Bir haritayı kullanım bedeli karşılığında satın alan kişi veya kuruluş, bu haritayı kendi özel çalışmaları için kullanabiliyor. Bunun için herhangi bir izin alınması gerekmiyor. Ancak, satın alınan haritanın çoğaltılması, üçüncü kişilere verilmesi veya ticaret konusu yapılması, haritayı üreten kişi veya kuruluşun izni kapsamında, telif ve iktibas haklarının ödenmesi kaydıyla mümkün olabiliyor.
Harita Genel Komutanlığı’nın dikkat ettiği asıl konu ise, haritalar üzerindeki komşu ülke sınırları, değişen isimlerin doğru olarak yer olması ve en önemlisi Avrupa haritaları içinde zorunlu olarak yer alan Kıbrıs üzerinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sınırlarının belirtilmiş olması. Avrupa pazarı için hazırlanan Türkiye’yi de içeren haritalarda ise Türkiye’nin hassasiyet gösterdiği noktalar ise bulunmuyor. Aslında Türkiye’de de yol gösterme konusunda runsuz olarak çalışabilecek navigasyon haritalarının ithaline izin verilmiyor.
TOMTOM’DA SORUN YOK
Türkiye’de satılan örneğin Renault Fluence gibi araçların üzerindeki navigasyon sistemlerinin çalışmasının nedeni ise, bu araç üzerinde kullanılan haritaları hazırlayan Tomtom adlı şirketin Türkiye’ye gelip yatırım yapması ve kullandığı haritalar için Harita Genel Komutanlığı’ndan izin almış olması.
Aynı şekilde uzun yıllardan bu yana navigasyon sistemleri üzerinde çalışmalar yürüten Navturk, 2005 yılından bu yana dijital haritalar sunan Navia gibi yerli firmalar da HGK izniyle çalışıyor.
AVRUPALI HARİTALARDA KKTC YOK!
Türkiye dışında hazırlanan haritaların, ülkemizde kullanılabilmesi için mutlaka Harita Genel Komutanlığı tarafından onaylanması gerekiyor.
Onaylanmamış haritaları ithal edip kullanıma sunanlar için hapis cezası öngörülüyor.
Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın 31 Aralık 2009 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan “Haritalar ve Harita Bilgisi İçeren Eşyanın İthaline İlişkin Tebliğ”i İçeriğinde harita bilgisi bulunan her türlü eşyanın (kitap, dergi, yapboz, deniz topu, pano, tepsi, tişört vb.) gümrük beyannamelerinin tescilinde Deniz haritaları için Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın (Seyir Hidrografi ve Oşinografi Dairesi Başkanlığı), diğer haritalar için ise Milli Savunma Bakanlığı’nın (Harita Genel Komutanlığı) uygunluk belgesi gümrük idarelerince aranması ve bu belgenin bir örneğinin gümrük beyannamesine eklenmesi zorunluluğu getiriyor.
Tebliğ haritaların disk, teyp, floppy disk, CD, DVD ortamlarda olması halinde dahi aynı izni almaları gerektiğini söylüyor.
30 YILDAN BU YANA KULLANILIYOR
Yol haritalarının araç içinde kullanılmaya başlanmasının hikâyesi yaklaşık 30 yıl öncesine kadar dayanıyor. İlk araç içi navigasyon sistemi 1981 yılında Alpine Electronics firmasıyla ortak olarak Honda tarafından geliştirildi. “Electro Gyrocator’ adı verilen sistem, otomobilin, iç ekranda yansıtılan harita üzerindeki hangi yolda gittiğini gösteren bir açı sensörüyle çalışıyordu. Sürücü harita üzerinde gideceği yolu seçiyor, sistem aracın seçilen yol üzerinde olup olmadığını denetliyordu. Aslında gerçek anlamda bir navigasyon sistemi değildi. Bosch firmasının 1989 yılında çıkardığı ‘TravelPilot IDS’ de benzer bir mantıkla çalışıyordu. Bugünkü anlamıyla GPS destekli ilk navigasyon sistemi ise 1994 yılında BMW 7 serisinde kullanılmaya başlandı. İlk yıllarda 100 metrelik şaşmaların büyük başarı sayıldığı sistem, günümüzde neredeyse sıfır hatayla çalışıyor. GPS’nin kullanılmaya başlamasıyla birlikte navigasyon sistemleri cep telefonlarına kadar girmeyi başardı.