Çocuklarımın psikolojisi bozuk
Hakan Ural, Sibel Can’dan olan çocukları için endişe yaşadığını söyledi: Melisa’nın kilo sorunu var, derslerinde başarısız. Engincan ise annesinin, evin erkeği olarak başkasını tercih etmesine isyan ediyor. Öfkesini kontrol edemiyor. İkisinin de psikiyatra gitmeleri lazım...
Sibel Can’ın eşi Sulhi Aksüt ile boşanma kararının ardından bir anda gündeme yeniden gelen eski eş Hakan Ural bugüne kadar koruduğu sessizliğini bozdu. Eşi Ezgi Ural ile yeni taşındıkları Maslak Mashattan’daki dairesinde görüştüğümüz Ural, kendisiyle alakası olmayan olayların içine çocukları nedeniyle dahil olduğunu söyleyerek artık haksızlıklar karşısında önlemini alacağını belirtti. Oğlu Engincan’ın kendisinde kaldığını belirten Ural şunları söyledi: “Sibel boşanma kararı alırken kendisiyle birlikte 15 kişinin de hayatını zehir etti. Önemli olan tek şey çocuklarım ama onların da psikilojileri çok bozuk. Melisa yaşıtlarına göre çok kilolu bir kız. Engincan ise agresif. Ben annelerinin verdiği imkanları sağlayamam ama onlara sevgimi sonuna kadar veririm.”
HEP İÇİME ATTIM
- Niçin eski eşiniz Sibel Can’ın boşanma olayı yine dönüp dolaşıp size geldi?
On yıl geçmiş, bir takım şeyler yaşanmış, iki tane çocuğumuz olmuş. Aynı yastığa baş koyduk, iyi kötü günlerimiz oldu. Bunların hürmetine insan kalkıp bu ortamda daha aklı
başında davranır. Yapılan her konuşmaya sabır çekiyorum. Bugüne kadar çocuklarım zarar görmesin diye konuşmadım. İçime attım. Beni çocuklarımın gözü önünde küçük duruma düşürmeye kalkarsa ağzım güzel laf yapar. İki cümle kurarım, kendimi temize çıkarırım. Ama susuyorum. Bu benim çocuklarımın annesi Sibel Can da olsa, asla tolere etmem. O bana nasıl bakarsa benden onu alır. Ben gerçekleri anlatırım. Sonra onu yerle bir ederim, sokağa çıkamaz. Ama çocuklarımın annesi bu insan. Ne yapabilirim ki? Böyle bakmak lazım.
SEN CEFAMI GÖRDÜN
- Eşinizle bu olaylar nedeniyle sorun yaşıyor musunuz?
Kimse bu olaylarda maalesef eşimin psikilojisiyle ilgilenmedi. Bu yüzden sana teşekkür etmek istiyorum, senden başka kimse sormadı. Ben Ezgi açısından baktığımda kızın hiçbir suçu yok. Tek suçu beni sevmiş, evlenmiş olması. “Kızım senin ne çilen varmış” diyorum. Kız benimle öyle bir dönemde beraber oldu ki, herkes sefasını sürdü, bu kız cefasını çekti. Dünya iyisi bir kız, tek hesabı beni sevmek.
- Ezgi Hanım tarafından bakıyorum, çok ağır durumlar bunlar. Sizce de öyle değil mi?
Onu düşünen kimse yok. İlla ki sorulara muhatap oluyor. Çevresi, ailesi merak ediyor. Ailesine bakıyorum, onlar da haklı. Belki kendi içerinden “Ah kızımızın başına gelenler.
Belki de kızımız evin içinde ne kadar büyük sıkıntı yaşıyordur ama belli etmiyor” diye düşünebilirler. Bu kızın halini merak eden var mı? Ezgi için çok üzülüyorum. Ben ona diyorum ki “Ne şanssız bir kızsın. “Herkes hayatımda sefamı gördü, sen de cefamı gördün” diyorum. “Ne münasebetle? Karı-kocalıkta bunlar olabilir. Ben de hasta olsam sen bana bakmaz mısın” diyor. Yaşına göre inanılmaz olgundur.
- Cefa derken, maddi anlamda mı söylüyorsunuz bunu?
Hem maddi, hem manevi. Düşünsene, ben Ezgi’den 16 yaş büyüğüm. İki çocuğum var. Eski eşim sanatçı. Oradan zaten huzursuzluğu kendi iç dünyasında başlıyor. Çünkü taciz atışları var üzerinde. Kimyası bozulabiliyor. Benim nasıl bir adam olduğum ortada. Bu yüzden seviyor beni. Benim hayatla mücadelem var, haksızlığa isyanım var. Ama Ezgi kendini yaşayamadı. Bu yüzden bu kız bir gün “El insaf” der yani.
KALP KIRMAK KOLAY
- Sibel Hanım’la bu konuları neden konuşmuyorsunuz?
İnsanlar hayatı nasıl yaşarlarsa herkesin de öyle yaşadığını sanırlar. Ben hayatı duygularımla, adamlığımla, prensiplerimle, kendimi sorguluyarak yaşıyorum. Çocuklarım ve ailemin şerefini, haysiyetini, onurunu lekeleyecek bir söz, bir hareket görürüsem; haddini, telafisi mümkün olmayacak şekilde bildirmesini bilirim. İnsanların mutluluklarıyla mutlu olan, mutsuzluklarıyla mutsuz olan birisiyim. İnsan kırmak kolay, beş dakikanızı almaz. Ya onarmak? Aylarca görüşmeniz, tanımanız lazım. Bunların gerçek anlamda farkındayım, sabrımın sınırlarındayım. Bir takım insanlar ısrar edip beni tahrik ederse bir konuşurum pir konuşurum. Sonra trilyonlar harcasalar. Türkiye’nin en iyi avukatlarını tutsalar yerle bir olurlar, çünkü ben haklıyım. Haksız olduğum konularda zaten konuşmam. Ayrıca hata yaptığında da özür dileyen bir adamımdır.
MELİSA’NIN HALİ HER ŞEYİN KANITI
- Çocuklarınızın, eşiniz Ezgi Hanım’la arası nasıl?
Ezgi’yle benim birlikteliğim 7.5 yıl oldu. Ezgi yaşından olgun bir kız. Çocuklarımla açıkçası aralarında çok fazla yaş farkı olmaması benim için avantaj oldu. Ezgi’yle daha rahat iletişim kurabildiler. Özellikle Engincan’ın eğitim hayatını eşim ciddi anlamda olumlu bir şekilde yönlendirmiş insandır. Engincan mesela teşekkür getirdi. Ayakları yere sağlam basan bir çocuk. Ama Melisa için aynı şeyleri söyleyemem, onun dersleri maalesef kötü. Ama onun bu durumunu koca ailede bir tek ben tolere ediyor ve dert etmiyorum.
Herkes çok ciddi eleştiriyor. O kadar üzülüyorum ki. Yahu bu daha çocuk. Bu kızın geçin eğitimini, kilosu normal mi? Güvendiğiniz bir psikiyatriste gidin, Melisa’yı testlerden geçirin. Bakın bakalım adam size neler söyleyecek. Doktor bana ve Sibel Hanım’a “Bu çocukların sorunları 4.5 sene önce başladı. Bu sorunlarını sizinle paylaşmamışlar ve sizler de farkına varamamışsınız. Sonucunda da buyrun, sürekli kilo alan bir kız” diyecek. Annesi desin ki “Ben mükemmel bir anneyim.” Ben diyeyim ki “Ben mükemmel bir babayım.”
Sizin böyle olmadığınızın kanıtı Melisa’nın şimdiki hali. Allah bazı şeyleri çıkıp da biz peygamber değiliz ki söylesin. Akıl var, mantık var.
MASRAFLARINI KARŞILAYAMAM
- Kızınız Melisa’daki bu değişimi yeni mi farkettiniz?
Dört yıl önce anlamıştım. Ama yaptırım bir noktaya kadar. Benim yanımda değiller ki. Sibel’i takdir ettiğim bir konu var. Benim 4 yıldır çocuklarıma onun vereceği imkanları verecek gücüm yok. Onlara en iyisini vermek isterim ama Sibel’in standartlarından her anlamda düşük kalır.
- Bu kadar önemli mi bu durum. Belki sevginiz onlara yeterli olacaktır?
Çocukların alışmış oldukları bir düzen var. Okulları, şöforleri, alışverişleri, tatilleri, yaz okulları... Bunları sağlamam mümkün değil. Bugün o çocukların yıllık maliyetleri 150 bin dolar.
Melisa’nın kilosunun fazla olduğu ne zaman dikkatinizi çekti?
Derslerini halledebilirsiniz bir şekilde. Peki çocuğun vücudunda oluşan deformasyonları ne yapacaksınız? Kilo alıp vermekten genç kızlığa geçişte vücudunda çatlaklar, bozukluklar olacak. Bunun travması bile ilerde farklı sorunlarla bizim karşımıza çıkacak.
- Diyetisyene gönderseydiniz?
Birkaç kez gönderdik ama sanırım bu yaz Bodrum’da bir kampa girecek. Ama önce istemesi lazım, istemiyor. Bence Melisa’nın ilk önce bir psikiyatrise gitmesi gerekiyor.
ENGİNCAN ANNESİNİ GÖRMEK İSTEMİYOR
- Engincan nasıl etkileniyor bu durumlardan?
Çok içine kapanık. Keşke bir psikiyatriste gitseler. Kim bilir bize neler söyleyecek. Anneleri de bunu anlayabilir. Sözde biz çocuklarımız için en iyisini istiyoruz. Oysa uzmanların karar vermesi lazım. Bu çocukların sorunlarına baksın, deşsin. Sonra anne de gitsin, eksikliklerini görsün. Ben de gideyim aynı nedenle.
- Niye götürmüyorsunuz?
Benimle yaşayan, benim büyüttüğüm çocuklar olarak belli noktalara gelinse ben öz eleştiri yapmak için kendimin tespitini isterim zaten. Ama şu saate kadar Sibel Hanım’ın yanında büyüdüler. Benim şu anda yaşadığım ev, iki oda, bir salon. Ve bu genç bir oğlan, biz bu şartlarda yaşıyoruz. Karım 25 yaşında, oğlum 18 yaşında, kızım 17 yaşında. Hepimiz bu çatı altındayız. Ancak yaşananlar benimle alakalı değil ki.
- Ezgi Hanım’la sorun var mı bu konuda?
Asla, aksine bizi birarada tutuyor. Oğluma “Aman sakın eğitimine ara verme, anne baba baki değil. Eğitimini iyi tamamlarsan kendi ayakların üzerinde durursun” diyor. Yoksa Engincan’ın kendi hayatında maruz kaldıklarına bakınca birşey diyemiyorsun. “Annendir, ne yapsa haklıdır, anlayışla karşıla” dediğinde Engincan öfkeleniyor “Sen ne demek istiyorsun. Ben bunları yaşadım. Hepsini 70 milyon insan da biliyor. Ben bunları sineye mi çekeyim” diyor. Sibel aldığı kararı söylese, biz de neyle karşı karşıya kalacağımızı
bilirdik. Ama hepimize sürpriz oldu. Bir gece oğlum geceyarısı ağlayarak beni aradı “Baba sana geliyorum” diye. Sonra da “Bir daha o eve gitmem” dedi. E ben şimdi nasıl
göndereyim? Silah zoruyla mı? Sibel Hanım öyle telefonda çocuğun hatırını sormakla sorunları çözemez ki. “Engincan bana bunu yaptı, burnu sürtsün” diyerek ders vermeye çalışırsan, hata yaparsın.
- Engincan’ın annesiyle sorunu nedir?
Çocuk, annesinin bir başka adam tarafından üzülmüş olmasına tahammül edemiyor. Bu Sibel Hanım’ın şu anda evli olduğu adamla ilgili değil. Ben de üzsem, benimle de aynı ortamda kalmak istemez. Üstelik Engincan bana “Ben o evin erkeğiysem nasıl oluyor da başka bir erkeğe (Sulhi Aksüt) tercih ediliyorum” diyor. Çocuğun hazmedemediği ve kabullenemediği bu. Annesinin kendisini savunmak yerine, yeniden o insanla bir araya gelmesine dayanamıyor. Annesiyle asla görüşmek istemiyor, sırf Melisa annesinin yanına gitti diye kardeşiyle bile konuşmuyor. Çünkü oğlumun içinde inanılmaz büyük bir nefret var. Öfkesi kontrol edilemez hal aldı.
SİNİRLERİM ALT ÜST
- Melisa ile sorunu nedir?
Oğlum, o insanla aynı evde yaşamak istemiyor. Bunun için savaş veriyor ama Melisa’nın annesinin yanında yer almasından ötürü çocuk kendince aile içinde bir gruplaşmanın olduğunu düşünüyor.
- Sizin psikilojiniz ne durumda?
Ekmeğimin peşine düşmem gerekirken bunlarla ugraşıyorum. Ezgi arıyor “Hakan ne oldu” diye. Başlıyorum ona anlatmaya. Sonra annem arıyor, ona anlatıyorum. Sibel’in dayısı arıyor, ona da anlatıyorum. Sinir sistemim alt üst oluyor.