İnsanların “gözlerinin içine baka baka” verilecek ilk cevap, sezonun açıldığıdır. Yani, bölgedeki son derece ağır kış ve doğa koşulları, baharın gelmesiyle birlikte ortadan kalkmış, bir başka değişle “eylem sezonu” açılmıştır. İlk cevap budur ve 25 yıllık istatistikler de bunu gösterir. Kış mevsiminde eylemler azalır, baharla birlikte artmaya başlar. Bu bir…
İkinci cevap; örgütü canlı tutmak, daha fazla hantal ve atıl bırakmamaktır. Uzun kış mevsimi süresince, sadece teorik eğitim alan teröristlerin pratik yapma zamanları gelmiştir. Çünkü, atıl kalan örgütlerde davaya olan inanç, örgüte olan güven azalır ve giderek kopmalar başlar. Dedikodu, kıskançlık, karşı cinse eğilim, hatta cinsel sapmalar gibi, bir örgüt için son derece istenmeyen yoz durumlar ortaya çıkar.
Sempatizan kitle de önemlidir örgüt için. Kitlenin moralinin yükseltilmesi ve örgüte vereceği destek, gerçekleştirilen eylemlerle doğru orantılıdır. Gündemde kalınmalı, kitle hazır ve sıcak tutulmalıdır.
Bütün bu hususlar, sadece PKK için değil, yeryüzünde var olan diğer tüm örgütler için de geçerlidir.
PKK özelinde konu incelendiğinde, yukarıda bahsedilen tüm bu genel hususlara, bu dönemde, özel ve önemli bir hususun da eklenmesi gerekir ki, o da; Öcalan tarafından tehdit mahiyetinde öne sürülen “1 Haziran” tarihidir.
Öcalan ve bilâhare Kandil; Öcalan’ın ileri sürdüğü “Demokratik Özerklik” konusunda somut adımlar atılmasına yönelik Hükümet’e süre vermiştir. Ve bu süre, “1 Haziran” tarihinde dolmuştur. Tehdidin özü şudur; “1Haziran’a kadar taleplerim doğrultusunda adımlar attın attın, atmadın yandın”dır. Mevcut tehditkâr durum, PKK’nın yayın organlarında yaklaşık bir aydır bas bas bağırılmaktadır.
Dolayısıyla, öküzün altında buzağı aramanın, garibim millete aratmanın, kafasını karıştırmanın, midesini bulandırmanın, enayi yerine koymanın, yutturmaya, yutturarak ayakta kalmaya çalışmanın gereği yoktur. Bu, doğru olmadığı gibi, asla hakça da değildir.
Sonuç olarak denebilir ki; PKK eylemlerinin neden bu dönemde arttığından ziyade, dayandırılmaya, ilişki kurulmaya çalışılan “Açılım”, “Anayasa değişikliği” ve “Referandum” sebepleriyle “artmadığı”, umarım çok daha iyi anlaşılmıştır.